MAYA SU ve BEN

Maya Su 15 aylık oldu. Geçtiğimiz hafta eşimle ilk defa akşam programı yaptık. Evdeki yardımcımızı ayarladık, güzel bir akşam yemeği yedik, dolaştık ve geç saatlerde evimize döndük.

Biz dışarıdayız ama eşim sürekli telefonla bilgi alıyor. Maya Su her zamankinden erken ve huysuzluk yapmadan uyumuş. Her şey yolunda…  Mutlu bir şekilde eve geldik. Sessizce kapıyı açmamızla birlikte karşımızda MAYA SU. Yarım saat önce uyanmış ve sessizce duruyormuş. Ama bizi görünce bir klasik olan Maya Su ciyaklaması başladı. Hemen ardından panik vaziyette kucağıma alıp sallamalar. Ertesi sabah 07.30 ‘da toplantım var , sonrasında da yoğun bir cumartesi günü. Maya Su kokumuzu almış uyanmış, baba dışında kimseye gitmiyor. İlla ki baba onu kollarına alacak ve sallayacak. Baba gecenin yarısında Maya Su ile baş başa salonda saatler geçirdi. O uyumuyor, dik dik kaşlarını çatmış bir şekilde babanın gözleri içine bakıyor. Ne süt istiyor,  ne su,  ne de vazgeçemediği emziğini. Öylece bakışma devam ediyor. Tek tük kelimeler söyleyebiliyor olmasına rağmen onu da yapmıyor. Sessizce bakışlarımızla konuştuğumuzu hissettim. Aynı günün sabahı erkenden evden çıkmam, akşam eve gelmemem ve ancak gece yarısı gelmemin hesabını soruyordu kızım benden.

Benim kafamdan ise Maya Su ile başlayan ve devam eden serüven geçiyor. İlk hamilelik testi. İlk ultrasonografideki kalp atışı. Hala cüzdanımda sakladığım 1 cm lik hali. Annesinin 4 aylıkken radyodaki müzik parçasına verdiği cevap ile beni heyecanla araması. 5 aylıkken annesi karnını sırtıma dayamış uyurken bir şeyin sırtımı dürtüklediğinde yaşadığım tuhaf his. Gece yarısı eşimin suyu geldi diye yaşadığımız panik. Doğum kararı verdiğimizde geçmeyen hafta sonu…

Tüm bunlar tüm detayları ile geçti zihnimden. Ne kadar da detay varmış her anı sanki dün yaşanmış gibi.

Geçen yıl Maya Su ilk babalar gününde 2 aylıktı,  ikinci babalar günüm. Benim için çok anlamlı değil çünkü her gün benim için babalar günü. İşe gitmeden önce erkenden kalkıp kucağıma gelmek isteyen kızımla beraber tıraş oluyoruz. Beraber dişimizi fırçalıyoruz ve her sabah balkondan bana el sallıyor. Akşam ise kapıyı açtığımda kapıya fırlayıp kollarıma atlamasıyla geçen günüm ne kadar zor olsa da bir anda unutuyor ve bambaşka bir dünyaya bürünüyorum. Canım kızım içimde yıllardır boş olan bir yanımı doldurdu. Onsuz bir yaşam düşünemem.

Tüm babaların benim bu duyguları çocuklarıyla yaşadıklarına eminim. Baba olmanın güzelliğini her an yaşadıklarını biliyorum. Lütfen bu anların tadını çıkartın ve hayatı es geçmeyin.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.