Normal Doğum / Sezaryen Avantaj ve dezavantajları

Başarılı geçen bir gebelik süreci sonucunda doğum zamanı geldi çattı. Doktorunuzla bunu konuşurken aslında size göre herşey yolunda iken sezaryen olmanız gerektiği size bildirildi. Belki de 9 ay boyunca doğum yapacağınız anı düşünürken, bunca kitap okumuş bunca egzersiz yapmışken niye sezaryen?

Bu sorunun cevaplarını cevaplayalım ve normal vaginal doğum ile sezaryenin avantaj ve dezavantajlarını gözden geçirelim. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, önceki doğum sezaryenle olmuşsa bu kararı çok düşünme şansınız yok. Çünkü ikinci ve bunu takip eden diğer doğumların normal olması olasılığı düşüktür ve göze almak anlamsız bir harekettir.

Normal doğumun avantajları nelerdir?

  • Öncelikle alışılagelmiş doğal bir yoldan bebeğin dünyaya gelmesidir. Doğa zaten vagina ile biten doğum yolunu gebelik süresince bu doğum eylemine kendini hazırlar ve tüm olaylar bu yoldan gerçekleşmesi için yönlendirilir.
  • Her ne kadar uzun da sürse ayağa kalkıp normal hayata dönme olasılığı daha çabuk olur.
  • Bebeğinizin ilk ağlamasını duyar ve bunun verdiği heyecan herhalde hiçbirşeyle karşılaştırılmaz.
  • Diğer doğumların da normal vaginal yoldan olma olasılığı daha yüksektir.

Normal doğumun dezavantajlar nelerdir?

  • Uzun ve yıpratıcı bir süreçtir ve doğum ağrılarına katlanmanız gerekmektedir.
  • Normal vaginal doğum sonucunda oluşan sekeller ve deformasyonların oluşumu da herkes tarafından bilinmektedir. Vaginanın genişlemesi, idrar kesesi ve kalın barsağının vagina içine doğru fıtıklaşması sıkça rastlanan olaylardır ve ileride bunların düzeltilebilmesi için ek operasyonlar gerekebilir.
  • Doğum yolundaki bebeğin iyilik hali çok yakından takip edilmesi gerekir ve en küçük ihmaller ilerde ciddi sekellere sebep olabilir .
  • İri bebeklerin doğumunda oluşan geniş vagina yırtıkları hem tamir edilmesi zor hem de uzun operasyon zamanı gerektiren problemlerdir. Ciddi bir şekilde tamir edilmeyen yara ve yırtıklar genç yaştaki hanımların idrar ve büyük abdest kaçırmasına sebep olur ki normal yaşamı zehir eden bir sıkıntıdır.
  • Tabii şunu da iyi bilmek gerekir: normal doğum için yatırılan hastaların ortalama % 25 ‘i doğum ağrılarını çekerler ama muhtelif sebeplerden dolayı, doğum yine ACİL sezaryenle sonuçlanmaktadır.

Sezaryen doğumun avantajları nelerdir?

  • Doğum ağrılarını çekmek zorunda değilsiniz.
  • Bebeğinizin sıkınıtıya düşme olasılığı en düşük orandadır.
  • Normal operasyon gibi randevu ile gelip anestezi hazırlığı sonrası uyuyup gözünüzü açtığınızda bebeğiniz yanınızda görmeniz herhalde azımsanmayacak kadar önemli bir konfor. Tabii spinal anestezi yapılmışsa doğum ağrısı olmadan 2-3 dak içinde bebeğiniz kucağınızda olmaktadır.
  • Aynı zamanda tüplerin de bağlanarak ek bir operasyona gerek duyulmadan bu önemli işlem gerçekleşebilir.

Sezaryen doğumun dezavantajları nelerdir?

  • Genel anestezi gerektirir. Spinal (epidural) anestezi denen belden yapılan anestezi çeşitleri de mevcuttur. Fakat genel anestezi hem hastanın hem de doktorun öncelikle tercih ettiği bir yöntemdir.
  • Karın boşluğu açılır ve bunu takip eden operasyon sonrası ciddi bir bakım gerektirdiği gerçeği gözardı edilemez.
  • Normal doğumda hastanede kalma süresi 1-2 günle sınırlı iken, sezaryende bu süre ortalama 3 gün kadardır.
  • Tabii ki bir sezaryen hastasının tamamen normal hayatına dönmesi en azından 7-8 gün içinde olur

Bu avantaj ve dezavantajlar listesi istendiğinde uzatılabilir ve her hekim kendi tecrübe ve bilgisine göre sezaryen ve normal doğum kriterlerini genişletebilir. Fakat evrensel olan bazı gerçekler her hasta için geçerlidir.

Öncelikle bebeğinizin makat (popo) ile gelmesi, doğum öncesi tahmin edilen ağırlığının 3 500 gram’dan fazla hatta 4000 gr üstünde ise anne adayının doğum kanalının yapısına göre normal doğum riskine girmek anlamsız olur. Bebeğin doğum öncesi takiplerinde gelişme sorunu veya bazı sağlık sorunlarının olasılıklarında tabii ki normal doğum stresini ilave etmek her zaman gerekmeyebilir. Özellikle premature doğumlarda ve bebeğin bir an evvel doğurtulması gerektiği hallerde de normal doğumda ısrar etmek iyi bir davranış değildir. Tabii ki anne adayının normal doğum korkusu ve doktoru ile bu eylem sürecinde uyumsuzluk belirtileri de sezaryen için geçerli bir sebeptir.

Her ne kadar doğum öncesi takiplerde normal doğum mu sezaryen mi sorusuna cevap aranıyorsa da, gerçek bulgular doğum eylemi başladığında yapılan ilk muayenelerde elde edilir. Tabii takiplerde özellikle bebek kalp ritmindeki problemler başta olmak üzere baş ile doğum yolu arasındaki uyumsuzluk, uzun ve anne adayının yorgun düştüğü ve bu yorgunluk neticesinde doğum ağrılarının durduğu durumlarda sezaryen kurtarıcı olarak imdadımıza yetişir.

Normal Vaginal Doğum

Normal vaginal doğumda geçen süreçlere kısaca değinelim. Öncelikle doğum belirtilerini bilmek gerekiyor. Bu bulguların ortaya çıkması tabii ki vaktinde olmasını bekleriz ama bazen bunlar zamansız yani erken de başlayabilir. Böyle durumlarda doğumu geciktirmek ve doğacak olan prematüre bebeğin en ideal şartlarda dünyaya gelmesine çaba gösteririz. Bunun için bazı ilaçları doğum eylemini engellenmeye ve bebeğin akciğerleri olgunlaşması için kullanırız.

Doğum belirtileri periyodik, yani belirli düzenli aralıklarla gelen rahim kasılmaları, pembe veya kırmızı akıntı ve bunlarla beraber veya onlar olmadan gelen bol miktarda su boşalmasıdır.

Bu bulgularla başvuran anne adayına yapılan ilk vaginal muayenede rahim yolu açıklığı ve önde gelen bebek kısmının bu yoldan problemsiz olarak geçişi değerlendirilmektedir.

Daha sonra belirli aralıklarla bebek kalp sesleri ve kasılmalar kontrol edilerek bunlara paralel olarak rahim kanalı açıklığı ve başın ilerlemesi kontrol edilir. Rahim kanalı açıklığı başın geçebileceği kadar açılmışsa ve baş kemik doğum yolunun ortasına gelmişse hep kitaplarda öğretilen ıkkınma ve derin nefes alma dönemleri başlar. Sonuçta bu ıkkınmalar neticesinde bebek başı doğum yolunun sonuna gelir ve saçları dışarıdan izlenebilir. Bu esnasında yapılan lokal anestezi sonunda başın rahat çıkışı ve ıkkınmalar neticesinde annenin vagina ve diğer organ problemleri olmaması için epizyotomi dediğimiz kesi yapılır ve bebek başı ve sonra gövdesi çıkarılır. Göbek damarı bağlanır ve kesilerek anneden ayrılır. Evet böylece bebeğiniz doğmuş ama sizin işiniz bitmemiş olur. Bunu takip eden süreçte öncelikle plasenta dediğimiz eşin çıkması ve yapılan kesinin dikilmesi gerektirmektedir. Tabii bundan sonra yatağınıza bebeğinizin yanına gidebilirsiniz. Aynı gün ihtiyaçlarınız için ayağa kalkabilir ve normal yemek yiyebilirsiniz. Hatta 24 saat sonra herşey yolunda ise evinize de taburcu olabilirsiniz.

Sezaryen

Sezaryen ise ya doğum belirtileri ile veya bebeğin olgun olduğu ortalama 38 hafta civarında planlı olarak yapılabilir. Eğer planlı sezaryen için hastaneye gelmişseniz aç karına gelmelisiniz ki tüm problemler en aza indirilsin. Gerekli hazırlıklar ve anestezi muayenesi sonucunda ameliyathaneye alındıktan sonra uyumadan evvel karnınınız özel bir solusyonla silinir ve steril örtüler örtülür. Daha sonra anestezi verilerek uyuma işlemi başlar ve hemen açılan karından 2-3 dakika içinde bebeğiniz çıkarılır ve göbeği bağlanarak kesilir. Daha sonra yapılan işlemler açılan rahmin ve karın katlarının dikilmesinden ibarettir.

Sezaryenden yaklaşık 6-8 saat sonra ayağa kalkar ve sulu gıdalardan başlamak üzere gaz çıkışı ve barsak hareketlerinin normale dönmesi süresince normal gıdalara geçilir ve 3 gün içinde taburcu olabilecek duruma gelirsiniz. Sonuçta yaranız iyileştiğinde ortalama 7-8 gün içinde rahatlıkla eski hayatınıza dönebilirsiniz.

Her iki yöntem farklı gözükse de tek amaç vardır, o da öncelikle annenin sağlığına zarar vermeden sağlıklı bir bireyin dünyaya getirilmesi ve en az problemle bu işlemi sonlandırmaktır.

Gebelik ve doğum sürecinde herşeyin yolunda gitmesi dileğiyle. ..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.