Son zamanlarda anne adaylarında normal doğum yapmaya karşı bir ilgi dikkat çekmektedir. Özellikle yurtdışında 1990’lu yıllarda başlayan ve “ Sezaryen sonrası vaginal doğum” diye adlandırılan bu olay sıklıkla merak edilen bir konudur. Doğum hekimi için oldukça fazla stress yaratan bir doğum şeklidir. Çünkü meydana gelen komplikasyonlar doğum yapan annenin ve bebeğin hayatını kaybetmesine neden olabilmektedir. 1970’lerin başında sezaryen oranı %5 civarında iken son zamanlarda bu oran %25 civarına yükselmiştir. Ülkemizde özellikle özel hastanelerde yapılan doğumların %50 den fazlası sezaryen ile gerçekleşmektedir. Anestezi ve ameliyathane koşullarının iyileşmesi, kullanılan kaliteli malzemeler sezaryeni kolay yapılabilen bir operasyon grubuna sokmuştur. Özellikle yardımla üreme teknikleri (tüp bebek) ile elde edilen hamileliklerin artması, uzun uğraşlar sonrası elde edilen hamilelikler, ileri anne yaşı hamileliklerinde hem doğum hekimi, hem de aile doğum yöntemi olarak sezaryen tercih edilmektedir.
Önceki doğumları sezaryenle olup, sonradan vaginal doğum yapan annelerin oranı %3 civarındadır. Bunlar genellikle doğumhaneye başvurduklarında rahim ağzı tam veya tama yakın açık olup, sezaryen için gerekli hazırlıkları yapana dek gerçekleşen doğumlardır. Kısacası bu gibi zorunlu haller dışında önceden sezaryen ile doğum yapan anne adayları sonraki doğumlarını da sezaryenle yapmaktadır. Yani 20 yüzyıl başında söylenen “Bir defa sezaryen, hep sezaryen” sözü hala geçerlidir.
1996’da sezaryen sonrası vaginal doğum denemesi %40-50’lerde iken bu oran 2002’de %20 olduğu dikkat çekmektedir. Orandaki azalmanın nedeni sezaryen sonrası vaginal doğum denemesinin mutlaka uzman bir doğum uzmanı, anestezi uzmanı ve acil sezaryeni gerçekleştirebilecek bir ekibin hazır bulunma şartıdır. Her hastanenin bu koşulları yerine getirme olanağı olamadığından, doğum denemesinin ancak bu koşulları taşıyan hastanelerde yapılması önerilmektedir.
Sezaryen sonrası vaginal doğum için en uygun adaylar, daha önceden vaginal doğum yapmış, doğum eylemi kendiliğinden başlamış olan, doğum sürecinin normal seyreden, önceden sezaryen sonrası vaginal doğum yapmış olan kadınlardır. Bebek başı ile doğum yolu uyumsuzluğu, ileri anne yaşı, iri bebek, annenin kilolu olması, doğumun ilaçla başlatılması, makatla geliş ve plasenta problemleri sezaryen sonrası vaginal doğum için uygunsuz durumlardır. Özellikle myom operasyonu, rahimin doğuştan şekil bozuklukları nedeniyle yapılan düzeltme operasyonları sonrası yapılan sezaryen sonrası vaginal doğum denemesi kesinlikle önerilmemektedir.
Özellikle bebek başı ile doğum yolu arasındaki uyumsuzluk nedeniyle önceki doğumları sezaryen ile sonuçlanan kadınlarda sezaryen sonrası vaginal doğum büyük oranda başarısız olmaktadır.
Sezaryen sonrası vaginal doğum denemelerinde meydana gelen ve korkulan problem rahmin yırtılmasıdır ve %1 civarında meydana gelir. Eğer ikinci sezaryen sonrası vaginal doğum denemesi yapılırsa bu komplikasyon oranı 5 kat artmaktadır.
İki ve daha fazla sezaryen geçirenler, rahmin sezaryende tek kat kapatılması, sezaryen sonrası enfeksiyon olması rahim yırtılması riskini arttırmaktadır. İki doğum arası 24 aydan azsa vaginal doğum esnasında rahim yırtılma olasılığı artmaktadır.
Sezaryen sonrası vaginal doğum yapan 15 801 kadın arasında 2 anne ölümü meydana gelmiştir. Başka bir çalışmada ise 15 338 vakada 2 bebek ölümü ve 7 tane hipoksik ensefalopati (bebeğin oksijensiz kalmasına bağlı sorunlar) bildirilmiştir. Bu son grupta 114 tane rahim yırtılması meydana gelmiş ve rahim yırtılması başına bebek ölümü % 1.8 ve hipoksik ensefalopati oranı % 6.2 civarındadır.
Rahim yırtılması riski % 1’ler civarında olmasına rağmen sezaryen sonrası vaginal doğum anne adaylarının hala ilgisini çekmektedir. Kaldı ki rahim yırtılması programlı sezaryenlerde bile sıklıkla gözlenen bir olaydır. Eğer sezaryen sonrası vaginal doğum yapılması planlanıyorsa tüm faktörler doğum hekimi tarafından gözden geçirildikten sonra karar verilmelidir. Doğum hekimi şartların uygun olmadığı yönünde görüş bildiriyorsa bu girişimden vazgeçilmelidir, çünkü meydana gelecek komplikasyonlar hem anne hem de bebeğin hayatını kaybetmesine sebep olabilir. Rahim yırtılması nedeniyle operasyona alınan vakalarda sıklıkla rahmin tamiri imkansızdır. Anne adayının rahminin alınması, kan kaybı nedeniyle kan verilmesi ve operasyon sonrası yoğun bakım gerektirebilir.
Sezaryen sonrası vaginal doğum için karar verilmişse, doğum yapılacak hastanede her an anestezi uzmanı ve acil sezaryen ile komplikasyonları tedavi edebilecek hazır bir ekip ve ekipman bulunmalıdır.