Gebelikte Beslenme ve Kilo alımı

Gebelikte beslenme, yanlış inanışa göre çok yemek tarzında değildir. Dengeli beslenme için anne adayının çeşitli gıdaları alması gerekmektedir. Sadece belirli gıdalara yönelmek ve tek yönlü beslenme sağlıksız kilo alımı ve sonucunda gebelik ile ilgili problemleri de beraberinde getirebilir.

İlk 3 ayda genellikle bulantı ve iştahsızlık ile başlayıp aşırı kusmalarla seyreden bir dönem olması nedeniyle annenin kilo alması beklenmez ve hatta kilo kaybı da olabilir. Bu dönemde beslenme kalori ihtiyacını karşılama yanında bulantı ve kusmanın hafifletilmesine de yönelik olmalıdır. Burada temel kural az miktarda ve sık yemektir. Çünkü açlık kan şekeri hızla düşer,  annede baygınlık ve halsizliklere sebep olur.

3 aydan sonra bulantı ve iştahsızlıkların yerini iştahta artma alır ve sık acıkmalar meydana gelir. Artık normal gıdalar yenebilir, fakat öğünler arasında atıştırma gerekmektedir.

5 aydan sonra gıdalardaki tuz miktarı dikkatli kullanılmalı çünkü bu aydan sonra alınan fazla kiloları sebebi tuzdur.

Gebelikte Kilo Alımı

Gebelikte sağlıklı kilo alımı ile sorunsuz bir gebelik devresi, sağlıklı bebek ve loğusalıkta sağlıklı kilo verilmesi sağlanır. Sağlıklı bir gebelikte alınan ortalama kilo 12 dır. Bununla beraber gebelik öncesi annenin ağırlığı da önemlidir. Düşük kiloda olan anne adayının alması gereken kilo 12,5 ile 18 arasında değişebilir yani ortalama haftada yarım kilo. Normal kiloda olan gebede 11,5 – 16 kg yani haftada 400 gr. Fazla kilolu annede 7–11,5 kg yani haftada 300 gr. İkiz gebeliklerde ise 16–20,5 kg yani haftada 750 gr alması gereken ağırlıktır.

Bir ay içinde 3 kilodan fazla ağırlık artışı olan anne adayında diyet ve yeme alışkanlıkları gözden geçirilmeli, hatta uzman bir diyetisyene başvurulmalıdır.

Gebelikte Beslenme ve Diyet

Konsepsiyon olarak adlandırılan gebelik ürünü oluşması evresinde annenin beslenme durumu bebeğin sağlığını da etkilediği bilimsel bir gerçektir. Buna örnek olarak Folik asit denen vitaminin kullanımının omurilik ve sinir sistemi sakatlıklarını azalttığı kanıtlanmış ve bu yüzden bu tür sakatlık ile bebek doğuran anne adaylarına en azından bir ay öncesinden günde 4 mg Folik Asit verilmesi gerekmektedir. Günümüzde ise gebe kalmadan evvel danışmanlık için başvuran anne adaylarına rutin olarak bu vitamini kullanmaları önerilmektedir.

Gebelik öncesi kullanılan multivitamin denen ilaçların kullanılması ile de doğumsal sakatlıkların azaldığı bildirilmekle birlikte bu konuda çok dikkatli davranmak gerekir çünkü bazı vitaminlerin yüksek dozlarda alınması da doğumsal sakatlık sebebi olabilmektedir. Özellikle A vitaminin günlük 15 000 Ünite üzerinde kullanılmasının bazı doğumsal sakatlıkları arttırabilmektedir. Anne adayının beslenmesi özellikle şeker hastalığı gibi rahatsızlıklar ile beraberse daha da önem kazanır. Konsepsiyon zamanında kana şekeri kontrol altında değilse bebekle ilgili sorunlar sıklıkla görülmektedir. Anne adayı gebe kaldıktan sonra da beslenmesi yeni gelişecek olan canlının gelişmesi ve de annenin günlük aktivitelerini sürdürebilmesi için gerekli ihtiyaçları sağlaması gerekmektedir.

ENERJİ

Annenin tüm gebelik boyunca 10ile 12 kilo alabilmesi için günlük eneri ihtiyacına ilaveten bir günde 300 kilokalori fazladan alması gerekmektedir. Tüm gebelik boyunca ise bu miktar toplam olarak 80 000 Kilokalori civarındadır. Bu kalori ihtiyacıyla beraber gerekli olan vitamin ve mineral temini de sağlanmaktadır ki bu ihtiyaç gebelikte % 20 ile % 100 kadardır. Günde 300 Kilokalori ihtiyacı normal yeme düzenine ilaveten aşağıdaki küçük kahvaltılardan biri ile sağlanabilir.

  • Bir su bardağı süt
  • Bir dilim ekmek üzerine sürülmüş tereyağı
  • On parça kızarmış patates ve soda
  • 6 parça küçük kuru pasta

PROTEİN

Gebelikte günlük protein ihtiyacı 60 gram civarındadır ve gebede bu normalden yaklaşık 15 gr fazladır. Proteinli gıdalar aynı zamanda demir, B6 ve çinko gibi mineral kaynağıdır. Kırmızı et protein dışında fazla miktarda yağ da ihtiva ettiğinden fazladan kalori sebebi olacağından fazla kilolara sebep olabilir. Bu yüzden tavuk, hindi ve balık gibi beyaz et veya protein ihtiva eden sebzeler daha ağırlıkta tercih edilmelidir. Gebelikte normalin üzerinde alınan proteinin yanlış bir inanışa göre faydalı değil, tam tersi zararlı bile olabileceği bildirilmektedir.

SODYUM

Eskiden gebelikte tuz gebelik şişmeleri ve tansiyon yüksekliğinin tek sebebi olarak gösteriliyordu. Bu yüzden tuz tamamen kısıtlanıyordu. Günümüzde ise bebek gelişimi ve annenin sağlığı için tuzun da mutlaka gerektiği görüşü yaygındır. Bu nedenle kontrollü olmak suretiyle tuz kullanılabilir. Bununla beraber yemeklerin ve sebzelerin lezzetinin sağlanacak kadar kullanılması ve aşırı kullanılmaması gerekmektedir. Özellikle konserve türü yiyecekler ve koruyucu madde ile hazırlanan gıdalar yüksek miktarda tuz ihtiva ettiğinden bu gıdaları tüketirken bu akıldan çıkarılmamalıdır. Tedbir olarak beyaz peynir, zeytin ve benzeri gıdalar suda bekletilerek veya düşük tuzlu olanlar tercih edilerek kullanılması en uygun yöntemdir.

DEMİR

Gebelikte damarlarda dolaşan kan miktarı artar. Bununla beraber sıvı kısmı artarken alyuvarlar ve bunların içinde oksijenin taşınmasında rol oynayan hemoglobin maddesi yeterince artmadığı için geçici kansızlık olarak adlandırabileceğimiz bir durum meydana gelebilir. Demir ihtiva eden gıdalar ve demir hapları ile bu kansızlık giderilebilir. Ekstradan alınan demirin bir bölümü anne kan düzeyi sağlanması için kullanılırken bir kısmı da bebeğin gelişmesi ve kan üretimi için gereklidir. Gebelikte yeteri kadar demir alamayan annelerin bebekleri düşük kilolu olabilir ve erken doğum ihtimali söz konusu olabilir. Bu yüzden gebelikte eğer yeteri kadar demir ihtiva eden gıdalar alınamazsa annenin demir hapları ile desteklenmesi önerilmektedir.

Demirle beraber çinko ve bakır mineralleri de beraberinde alınması gerekmektedir.

Demir miktarı yüksek olan gıdalar kırmızı et, tavuk, balık, kepekli ekmek veya vitaminle zenginleştirilmiş ekmek ve tahıl(pirinç, mısır, buğday) ürünleridir. Demir kaplarda pişirilen yemeklerde de demir birikimi olacağından demir kaynağı olabilir.

Bunun yanında yemeklerde çay ve kahveden kaçınılmalıdır, çünkü bu gıdalar demiri bağlayıp barsaklardan emilimini azaltan maddelerdir. Yüksek miktarda kalsiyum ve magnezyum da demir emilimini azaltacağı için demir hapları ile beraber kalsiyum veya magnezyum türü ilaç alınmaması da gerekmektedir.

KALSİYUM

Gebelikte kalsiyum özellikle geleneksel ailelerde üzerinde durduğu bir konudur. Kadın doğum uzmanına başvuran her gebenin ilk sorulardan biri ‘ Günde ne kadar süt içmeliyim?’ dir. Hatta normal demir hapları ile beraber kalsiyum haplarını da sıklıkla verilmektedir. Tahmin edildiği gibi gebelikte kalsiyum ihtiyacı o kadar fazla değildir. Bununla beraber zaten bu maddeyi içeren gıdalar sıklıkla tüketildiğinden gerekli olan kalsiyum gıdalardan da temin edilebilir. Günlük bir bardak süt gerekli olan ihtiyacı karşılarken, süt içmesi bazı sebeplerden dolayı sakıncalı olan veya içemeyen gebeler ise peynir, yoğurt, soya ile yapılan yiyecekler ve posalı yeşil sebzelerden kalsiyum ihtiyacını karşılayabilir.

Sonuç olarak gebelikte uyulması gereken diyet normal yaşamsal ihtiyaçlardan çok da farklı değildir. Fakat gebelikte özellikle dengeli alınan gıda çeşitleri sağlıklı kilo alımı ve sağlıklı bir bireyin gelişmesi için gereklidir. Fazladan alınması gereken kalori ara kahvaltı ile karşılanabileceği için bu miktar abartılmamalıdır. Diyete ilaveten rutin hale gelen demir haplarının kullanımı mutlaka gereklidir. Bunun yanında verilen multivitamin hapları her ne kadar mutlaka kullanılması gerekmiyorsa da ülkemizde söz konusu olan tek yönlü beslenme alışanlıklarımızdan dolayı kullanılmasında fayda vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir