Kalp hastalıkları günümüzde görülen anne ölümlerinin % 10’undan sorumludur. Ağır kalp-kapak hastalıkları, akciğer damar hipertansiyonu ve kardiyomiyopati gibi durumlarda hamilelik kesinlikle önerilmemektedir.
Hamilelikte kalp ağır bir yük altına girer, hatta altta yatan kalp hastalıklarının da ağırlaşmasına neden olabilir. Hamilelikte kan sayımı düşer, damarlarda dolaşan kan hacmi artar, kalbin pompalama işi ve kalp atım hızı artar. Bu değişiklikler özellikle 28 ile 34 haftalar arasında maksimuma çıkar. Doğum esnasında ise her rahim kasılmasıyla birlikte kalbin pompalama işi % 20 kadar artar. Rahim damarlarından kalbe dönen toplardamar kanı da aynı oranda artar. Özellikle ikinci devre diye adlandırılan ıkınma döneminde bu yük daha belirgindir. Hamilelik bitiminde ise kalpteki değişiklikler ancak 6 hafta sonra normale döner.
Hamilelikte görülen kalp yetmezliği erken doğuma ve bebekte strese neden olabilir. Kalp hastalıklarındaki anne kaybı olasılığı New York Kalp Birliğinin sınıflaması ile uygunluk göstermektedir. Bu sınıflamaya göre eğer herhangi bir zorlanmayla belirti yoksa Klass 1, ancak ağır işlerde belirti varsa klass 2, orta derecede işlerle belirti varsa klass 3 ve en tehlikelisi hafif hareketle veya hareket yoksa bile belirti varsa klass 4 olarak tanımlanır.
ANNE ADAYI KALP HASTASIYSA…
Hamilelik öncesi kalp hastası olan anne adayları mutlaka detaylı bir kardiyolojik muayenelerden geçmeli ve kalp hastalığının hamilelik stresini kaldırabilecek durumda olduğuna karar verilirse hamilelik düşünülmelidir. Klass 3 ve 4 grubuna girme olasılığı olan kadınlarda ise hamilelik hem anne hem de bebek hayatını tehlikeye sokabilir.
Hamilelikte anne adayının hem kadın doğum uzmanı hem de kardiyolog ile beraber takibi yapılmalıdır. Özellikle hamileliğin 28 ile 34. haftalarında kalp yükü çok artacağı için kontroller sıklaştırılmalıdır. Kalp hastalıklarında erken doğum riski yüksek olduğundan bu dönemlerde yatak istirahatine önem verilmelidir. Ağır durumlarda ise öncelikle kalp rahatsızlığı tedavi edilmeli ve sonra doğum düşünülmelidir.
Vaginal doğumda özellikle ıkınma döneminde kalp zorlanacağı için gerekirse vakum veya forseps denen aletlerle yardım edilerek annenin ıkınması önlenmelidir. Sezaryen kararı verildiyse detaylı bir anestezi muayenesi sonrası özellikle kardiyoloji yoğun bakımı bulunan bir hastanede doğum planlanmalıdır.
Özellikle kalp kapak hastalıkları olan anne adaylarında doğum esnasında kalp kapaklarının iltihaplanması (endokardit) için tedbir alınmalı ve doğumdan önce ve sonra yapılacak antibiyotik tedavileri ihmal edilmemelidir.