Doğum süreci 9 aylık bekleyişten sonra meydana gelen uzun bir yolculuğun son kilometreleri gibidir. Son kilometreler bir türlü bitmez ve bazen yorgun düşersiniz. Fakat doğum bir anne adayı için hayatında en önemli dönüm noktasıdır. Bundan sonra hayatınız boyunca sürekli gururla taşıyacağınız ve sorumluluğu çok ağır bir göreviniz başlıyor. Bunun adı ANNE’lik.
Bu kadar yazıdan sonra tekrar vajinal doğumu ele almaktaki amacım doğum bekleyen anne adaylarının süreci anlamaları ve yanlış söylentileri azaltmaktır. Maalesef toplumumuzda anne adaylarına anlatılan doğum kabusları ve kötü hikayeler doğuma hazırlanan anne adaylarının moralini bozmakta ve doğum ile ilgili cesaretleri kırılmaktadır.
Öncelikle doğum, hamilelik süreci gibi fizyolojik bir olaydır ve vakti geldiğinde kendiliğinden başlayan ve sonlanan bir hadisedir. Doğum hekimi başta olmak üzere ebelerin ve diğer yardımcı personelin desteği ile bu sürecin daha kolay atlatılması sağlanmaktadır.
Ailenin haklı endişesi ise bebeğe ve anneye sağlıkla ilgili bir problemin olmaması ve biran evvel olayın sonlanmasıdır. Bununla ilgili bazı tespitleri yaparak başlamak gerekir.
Aktif doğumun başlamasını tanımlamak gerekirse yaklaşık olarak 10 dakikada 2-3 defa rahmin kasılmasıdır. Suyun boşalması ve kanamanın olması ise kasılmalar başlamamışsa bile hastaneye başvurmak için sebeplerdir. Bunun dışında daha seyrek ve düzensiz ağrı ve kasılmaların olması ve kanli bir akıntı sadece doğumun ön belirtileri olarak kabul edilebilir.
Doğumun uzun sürmesinin bir nedeni süreçteki aksamalar olabildiği gibi, bazen yalancı belirtiler nedeniyle hastaneye başvuran anne adaylarının yatırılması ve burada bekletilmesidir. Diğer taraftan ise yalancı doğum tanısı konularak eve gönderilen hamilede oluşacak olan sorunlardan kaçınmak için sağlık personeli de yatışı tercih eder hale gelmiştir.
Doğum sürecinde rol oynayan ana aktörler rahimin kasılması, bebek ve doğum yoludur. Bunlardaki herhangi bir anormallik doğumun ilerlemesine engel olabilmektedir.
Doğum süreç olarak kabaca 3’e ayrılmaktadır. Bu sürecin 1 ‘ci dönemi rahim kanalının açılması ve kısalması, 2’ci dönemi bebeğin dışarı çıkması ve 3’cü dönem plasentanın çıkmasıdır.
Birinci dönem yani rahim kanalının açılması ilk defa doğum yapacak olan anne adaylarında ortalama 14 saat kadar sürebilir ve bu rahim kanalının açılması da kabaca 2 ‘ye ayrılmaktadır. Rahim kanalının 3-4 cm ‘ye kadar açılması dönemi en uzundur ve ilk doğum yapacak olan hamilelerde 7-8 saat sürebilir. Sonra gelen ve rahim kanalının 10 cm yani tam olarak açılmasına kadar geçen süre ise 2-3 saat kadardır. Rahim kanalı açılırken, doğum başlangıcında 1-2 cm olan rahim kanalı uzunluğu tam açık olduğunda incecik kalır.
Diğer tarafta rahim kanalı açılırken bebeğin başı doğum kanalında ilerler ve dönüş yapar. Oval olan doğum kanalının başlangıcındaki leğen kemiğine yerleşen baş, leğen kemiğinin yanlamasına uzun eksenine yerleşir ve ilerlerken dönüş yapar ve çıkımda başın uzun ekseni uzunlamasına olur.
Kısaca doğum süreci bizim de çözemediğimiz birçok mekanizma ile yönetilmektedir. Basit yumurta çıkmasına benzemediğinden, her dönemi kontrol ederek doğum sürecinin normal sınırlarda ilerletip ilerlemediğini takip ederiz.
Başımdan Neler Geçecek ?
Doğum belirtileri başladıysa yapacağınız şey sakin olarak hazırladığınız eşyalarınız alıp doğum yapacağınız hastaneye başvurmaktır. Burada yapılacak ilk muayenenin amacı, gerçekten doğum başlamış mıdır? Sorusuna cevap aramak. Rahim kanalında açıklık yoksa, bebeğin suyu gelmiyorsa veya başkaca bir anormallik yoksa yalancı alarmdır ve evinize geri gitmeniz gerekir. Rahim kanalı açılmışsa, su gelmişse ve aktif kanama varsa hastaneye yatırılacaksınız. Herşey yolunda ise lavman yapılır, bunun amaca bağırsaklarınızın boşaltılması ve bu işlemin doğum ağrılarını uyardığı kabul edilmektedir.
Rahim kasılmalarının sıklığı kontrol edilerek birinci dönemdeyseniz açıklığın ilerlediği tespit edilerek not edilir. Rahim kanalı açıklığı 4-5 cm’e ulaştığında rahim kasılmaları sıklaşır ama açılması da hızlanır. Rahim kanalı tam veya tama yakın olduğunda doğumhaneye alınıp burada hazırlıklarınız yapılır. Tam açık olduğunda başın ilerlemesi için doğumhanede ebe veya hekiminiz ıkkınmanızı teşvik eder ve baş kanalın sonuna ilerlediğinde bebeğin başı çıkar. Ardından omuzları ve bebek doğar. Bebeğin kordonu klampe edilir ve ilk muayenesi yapıldır. Bu arada plasenta alınır ve epizyotomi açılmışsa onun yarası, yapılmamışsa ve yırtıklar varsa onların tamiri yapılır. Doğumhanede kanama kontrolünüz yapıldıktan sonra odanıza götürüleceksiniz ve bundan sonra hayatınız boyunca sürekli yapacağınız bir meşguliyet başlayacak. Bunun adı da ANNELİK.
Epidural Anestezi Yaptırmamı Önerir misiniz ?
Her hekimin görüşü değişir, benim de görüşüm koşullar uygunsa uygulanmasıdır. Şart değildir, ama günümüzde amacımız anne adayının en az ağrı ve çileyle bebeğini dünyaya getirmesidir. Bu konuda da özellikle epidural anestezi oldukça etkili ve conforlu bir yöntemdir. Özellikle aktif faz adı verilen rahim kanalının hızlı açıldığı dönemde ağrının daha az hissedilmesi, ıkkınma sürecinde anne adayının daha cesaretle ve uyumla bebeğini itmesine yardımcı olur. Plasenta çıkması ve dikiş işlemlerinde de rahatlık sağlar.
Epidural yapılmamışsa ne yapılabilir?
Epidural dışında rahim kanalının açılmasını kolaylaştıran ilaçlar hem ağrılı azaltır hem de sürecin hızlandırılmasına yardımcı olabilmektedir. Uyumlu bir anne adayı bu süreçlerde doğum ekibinin önerilerine uyarsa aynı comforu yakalayabilir.
Sezaryen gerektiren durumlar ?
Bu sorunun cevabını doğum hekimi vermelidir. Unutmayın ki doğum hekiminin amacı sizi evinize sağlıklı bir bebekle ve sizi sağlıklı olarak uğurlamaktır. Sezaryen de doğum ile ilgili problemlerde bebeğinizi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirebilmeniz için uyguladığımız bir cerrahi işlemdir. Bu nedenle sezaryen ne zaman uygulanmalı ile ilgili 10-15 madde sıralamanın doğru olduğuna inanmıyorum.
Doğum için en uygun koşullar ?
Rahminizle ilgili bir cerrahi işlem geçirmemişseniz, bebeğiniz baş olarak doğum yoluna yerleşmişse, hekiminizin muayene bulgularına göre bebeğin başı ve doğum yolu arasında uyumsuzluk yoksa doğum için ideal koşullara sahipsiniz.
Doğumda epizyotomi yapılmalı mıdır ?
Yapılan çalışmalarda bebeğin çıkımında yapılan kesilerin sonradan meydana gelen idrar kaçırma ve genital organlarda sarkmalar üzerine olumlu etkileri olmadığı bildirilmektedir. Kesi yapılmadığı durumlarda meydana gelen yırtıkların da tamiri ile kesinin tamiri arasında ağrı açısından fark olmadığı saptanmış. Fakat bunun kararını bırakalım size doğumda yardımcı olan hekim karar versin.
Doğum için yattığımda aç kalmam gerekir mi?
Genellikle hastanede aç kalmanızı tercih etmemizin en önemli sebebi doğum takibinin herhangi bir döneminde sezaryen gerekliliğidir. Anestezide mide ihtivasının solunum yollarına kaçması en çok hamilelerde meydana gelir. Aciliyet durumlarında epidural veya spinal anestezi için vakit yoksa sizin rahatlığınız için aç kalmanız önemlidir. Uzun süren doğumlarda size belirli aralıklarla verilen serumlar ile ihtiyacınız olan enerji temin edilebilir.